26 Ocak 2008 Cumartesi

bunları düşünebilmek bile kendime dönüşümdü ve sonunu infaz ediyordu içimdeo gece yüreğimden sağ çıksaydın eğer ölen ben olurdum o gece hayatın lekesiz bir anında seni intihar ettim şimdi katil benim artık güncemde bir boşluksun yavaş yavaş taze anıların altına gömülüyorsun ve sana ait sandığım her şeyin aslında benim olduğunu öğreniyorum hiçbir duygunun tek ilhamı değilsin kendimi keşfettikçe seni kaybediyorum ve ufkuma sensizliği korkusuzca geriyorum..




i.x.i.r*e teşekkürleRim ve saygılarımla...


Yanlızlık Belirtisi,Kalabalık Bir Kaç Karmaşık Düşünce..
her yanım tanımsız,karanlık aydınlığımyürüdüğüm bu cadde,büyüttüğüm küçüklüğümyanlızlık belirtisi kalabalıklarım ve sessizlik..çıktığım her sahne,ışık vuran yüzlere,boş bakışlarım kimi aradığımı bilemeyen sen tarafım sessizliği biriktirip söylediğim şarkılarım..çarpmasa,varlığını unuttuğum kalbim hala kapanmayan dokunulmayı bekleyen yaralarım düşündüğümde,düşünememeye sebeb düşüncelerimkalemi elime aldığımda kırdığım aşklarımunuttum diyipte kendimi aldattığım duygularımbiraz fazla mı geldi bu kez yaklaşan yanlızlığım?gidişlerim açık,gelişlerim kapalıtek şeritli uzayan,uzadıkça kaybolan hayatımgece yaşayıp gündüz ölen hayalini kurduğum kalabalık sardıkça etrafı kaybolan yanlızlığım..düşlerime kurduğum her ona gidişimde,her aşka gidişimde,kırılan köprülerimihanet noktasında,noktayı koyamayışlarımher seferinde yanmalarım,sonra yine yenidenkendi küllerimden inşaa ettiğim yanlızlığım..gelirse diner sandığım kırmızı yağmurlarımhalbuki hiç gelmeyeceğini bildiğim,isimsiz ihtiyacım..adlandıramadığım karmaşıklıklığım,içimde susan çığlıklarımher gece,avucumda sıktığım,arınamadığım bir yoklukyanlızlık belirtisi kalabalığım ve herşey kocaman bir boşluk..
i.x.i.r *e teşekkürler...

zamanın elbisesi
zamanın kağıttan elbisesini giymiştiüşüyordu..çıplak gibiydi ruhu.üzgündü,düşünüyordu kendine bile söylemiyordukorkuyordu,kaçıyordu yalandı bütün gerçeklerizamanın kağıttan elbisesini giymiştigidiyordu,yırtık üstü başı,yaralı ama..yaralarından habersiz,tükenmişti düşleriizliyordum yağmurda süzülüşünüsızıntı vardı bir yerlerde kopmuyordu kopması gereken fırtına..boşalmıyordu bir türlü gökyüzü..zamanın kağıttan elbisesini giymişti yalandı,gerçekten habersiz siyah beyazdı gözleri fotoğraf gibieski bir film gibi,geçmiş gibi zaman ona en ince elbisesini giydirmişti..çelişkilerle dolu beyninde,nefretini akıtıcaktı insanlara..sever gibi sefkatle,tebessümlesonra gerçeğe gidicekti yalanları izleyipyarınlarını giyip açılacaktı pusulasız..oraya gelene kadar sevecekti,sevişecektidamarları gerilicek ay parıldıyıcaktı gökyüzü küçülecekti gözbebeklerindesahte heyecanlar sarıcaktı bedeniniulaşamadığı her beden gizemli gelecekti ulaştığı her bedeni bir sonrakinde bırakcaktıve akıtacaktı nefretini insanlara sever gibi şefkatle,usulca belli etmeden mutlu görünecekti kendine söz vermişti öğrendiği bu oyun çocukluğunu eskiticektive ucuzlamış bir şekilde uyanacaktı gözleri açılacaktıvarlığı ile yokluğu bir olmuş şekildeelbisesinde yazıcaktı tüm unuttuklarıo hafif elbise ağır gelecekti çökecekti olduğu yereve sonunda gerçeği bulup uzanıcaktı yanınadinlenicekti uyuyarak nöbetleşe rüyalara dalarakzamanın elbisesini çıkarıp atarak korkmadan sadakatle gerçeğin kollarına bırakak kendini batıcaktı gerçekler vucüduna,ceza gibi,bedel gibi..kaybettikleri ile ölecekti ve öğrenicektisahip olabildiği tek şey kendisiydi.
i.x.i.r*e teşekkürler....

25 Ocak 2008 Cuma


Nasıl girdik birbirimizin aklına? Çarpıştık mı? Hayır. Yıldırım çarpması mıydı? Yok canım! Sen zaten paratoner gibiydin, benim fırtınalarım ise çok basKa kalplerin coğrafyalarında esiyordu. Tanıştık, birbirimizi tanıdık mı? Tanıştığımız pek söylenemez, birbirimizi tanıdığımız ise hiç söylenemez... Yavas yavas birbirimize alıştığımız için mi oldu bütün bunlar? Hayır. Bir türlü alışamadık birbirimize. Sen hâlâ irkiliyorsun! Ben hâlâ laflarımı karıştırıyorum... Doğrusu şu ki, birbirimizin yanından gelip geçerken, ne olduysa oldu işte, takıldık, hatta yapıştık sanki... Senin sözlerin kaldı bende, benim gözlerim sende... Senin başını öne eğişin, gülüşün, onca kalabalık içinde kendi başınalığın iz bıraktı bende... Benim bakışlarım kaldı sende... Senin yürüyüşün, benim duruşum... İki de bir çıkan bir kopça gibi, ikide bir açılan çıtçıt gibi Bir bağlandık, bir koptuk; bir takıldık, bir ayrıldık. Her ayrılışta kimselerin anlayamadığı, işitemediği küçük bir "çıt" sesi çıktı belki. Ama o her "çıt" kemiklerimiz kırılıyormuş gibi acı veriyordu... Ayrılık dediğim, öyle melodram sahneleri değil elbette. Kalpte bir sızıntı, esirgen mi? bir bakış ve inatçı bir suskunluktu bizim için ayrılık... En beteri ise davranış dilimize dökülmüş inkâr ve reddetmeydi... Anlayamadık gitti bunu. Başımıza gelen bu tuhaf şeyi yok saydık; Güldük geçtik bazen, başka şeylere yorduk. Üzerine gitmedik. Ama üzerinden de geçemedik iste! Birbirimizden ayrı, kendi hayatlarımızın ırmağında akıp durduk. Asklar, acılar yaşadık; sevdik, sevildik, sevindik, üzüldük. Yine de benim aklımın kuytusunda hep sen vardın, senin aklinin kuytusunda hep ben... Sen hep ortalarda görünmemi istedin, ben de seni hep görebilmeyi... Birbirimiz için "deniz feneri" gibiyiz artik. Işıkların yanmadığında kötü oluyorum. Işığımı göremediğinde telaşa kapılıyorsun. Biliyorum, biliyorum. Ve kayalıklara çarpmadan yol alabilmek için, bundan böyle birbirimizin iyice uzağından geçeceğimizi de biliyorum...

KavgaLarımz büyüktr hepimzn, kendimzce hakLıyızdr, inatcı ve farkLıyzdr . İnsnLarı her türLü maddeye göre 2ye, 5e, 1ooe ayırmk mümkün . AnLastıımz, bze ii geLen insnLarın sayısından cok daha fazLadr sinirimzi bozan, bzi geren insan sayısı . Ve yasamda her zmn cekemeyen , satasmaı seven , gücünü baskaLarnı ezmkten aLan , kendi yapamadıı sein baskası tarafndan yapLdıını görnce hasetinden catLayan insnLar da var & oLckLar . Sdce kendi icLernde konusmakLa kaLmıckLar bnu, konusckLar, dedikodu yapckLar, yaLan seyLer ortya atckLar, sni zor durumda bırakmya caLsckLar . Bu da diiL sdce.. En yakınındaki insnLarı dha hic tanımams oLduunu farketcksn zmn zmn sasırcak, anLamıck ve en kötüsü anLasıLmıcksn . Bu sndeki öfkei dha da kabartıck, diLinin ucuna geLen keLimeLerin kötüLüüne sasırcaksn ..MeseLe bu sinir harbine nasıL dayanıLcanı biLmkte, en kötüsü hakLyken haksz duruma düsmemekte . KabuLLenmk; hem en koLayı hem de en zoru . Hayattaki en büyük erdemLerden, basarabiLdiin anda sna müthis bi özgürLk verenLerden .. KabuL et; ii kdr kötünün de , güzeL kdr cirkinin de , huzur kdr geriLimn de bu hayatın doaL haLi oLduunu .. KabuL et kmsenin mükemmeL oLmadıını v mutLka senin de hataLarn oLduunu . KabuL et eLestiriye acık oLmk zornda oLduunu insanın . KabuL et kmsei deistiremiceni v aLdrma . Cok basit bu dünyaı sen kurtaramzsn , varoLan düzeni deistremzsn , kmsenin icnden iiLiini yda kötüLüünü söküp aLamzsn . KabuLLen onun da senin kdr insan oLduunu ve onun seni hakLı yda haksz buLmasının asLnda hicbi anLamı oLmadıını . KabuLLen bugn sna önemLi v cok anLamLı geLen tüm kisi v oLayLarn bi gün sararp soLcaını , hayatnda muhtemeLen hicbi iz bırakmıcanı . KabuLLenmen gerektiini kabuLLen . Sinirnden sakakLarn zonkLasa da , sna yapıLan hakszLık karsısnda isyan etsen de bi düsün . Bu kdr hakLıysan söLicek bunca sözn vrsa ; oLmsı gereken en son sey bu durumda kaybeden oLmk diiL mi .. Sen sıranı bekLe, diLini ısır, dudaını kemir ama dha sora sni sucLayabLcekLeri kozLar verme kmseye . NoLrsa oLsn hakaret etmek, oLayı dha da cirkin v icnden cıkLmaz haLe getirir . Ne söLersen söLe karsındakinin krakterini zedeLeme, zayıf noktaLarını cuvaLdan bir bir cıkarp yüzüne vurma . Bazı LafLar hep sni hakLı cıkarır ya hani ; dorudr, büyükLk snde kaLmaLdr .. GüveniLr briysen eer öLe kaL . SaygıLysan bnu da bozma . Dkkat et oLayLar yda kosuLLar sni snden aLp bi bskası yapmasn . Bi de su var ; sni yanns anLasaLar , yanLs tanısaLar , kendini yeternce anLatamasan noLr sanki .? Kimin onayına , neden ihtiyacn oLsn .? Bırak daınık kaLsn , bırak sni öLe biLsnLer. Sanki sn avaz avaz baırsan, teker teker hepsyLe knusmaya caLıssan cok mu anLickLar .? AnLamk isteseLerdi ztn anLamzLar mydı .? Müthis bi enerji kaybı bu , en sonnda eLinde kaLan büük ihtmaLLe braz dha raatLams hissetmek. Sen & yaknLarn biLmio mu ki hersei .Hayatnda hicbi deeri oLmyan, görmesen hatrLamıcaın insnLarn düsünceLeri snn icn cok mu önmLi .? .. Bugn günLüünün zirvesnde oLan en önmLi oLayLar , en mühim kisiLer yerini yeni isimLere , yeni mevzuLra bırakıck . ÖLüorum - dediin geceLer de , heceLer de gecer . İLerde hatrLadıında üzLmicein hcbsey icn aaLama . Ne kndini kücüLt , eLini beLine koy baır caır , ne de kndini kaybet . Zor oLsa da bekLemesi , herkese hakkı en sonnda tesLim ediLio ztn ..

Yarası git gide derinleşiyor acıya buladığım cümlelerimin. Bir bavul dolusu cümle var defterimde. Yara bandı tutmayacak kadar derin tümcelerim. Okudukça gözyaşlarımın içine ekliyorum yaralarımı. Sen gözyaşının içine yaralı tümceler gömebilir misin ? Sen baharı beklerken karşına çıkanın bir sonbahar olduğunu öğrendiğin anda, bahar diye bağrına basar mısın sararmış yaprakları? Sen yollarına 29 harfle acı döşeyen bir şahsa yara değil diyebilir misin?
Ufukta görülen o ki;mutluluk tek kisiliktir aslinda...
Karsimizdakinin çabasina ihtiyaci yoktur mutlulugun..
Sonunda geldigini zannettigin yollar birer duraktir aslinda ve SEN
Y yolculugunu gönüllü bitirmissindir o durakta...
O O Bedeninin parçalanmasi umrunda degildir ama sevdigi ugruna ölenlerden olmak istemezsin..
L K Çünkü yanliz yasarken bir ihtimal daha vardir...
M U Belki ölüme degil ama onun hayatina geç kalmissindir...
U M Hep bir umutla beklerken sevda habercisi yüregini teselli etmekse sana düser...
C Herseye ragmen korkutmasin seni bu sevdanin atesi...
A Her yangin önce basladigi yeri yakar..
M Sana küçük bana büyük gelen yüregimde yillar geçsede senin adin yazar...
! HOsÇAKAL.. YENiDEN YOK OLMAK TEK ARZUM...

Neşe olur kahkahalarla ağladığıma güler geçerim... Gülümseyiş ki, dönüvermiş hıçkırığa içimde... Ne yalansın ne doğrusun sen bana...

Ne zaman dilimle ıslatmaya kalksam cümlelerimi ayazda kalıp donuyorlar. Hic biri güneş yüzü göremeden dilimin gölgesine çekiliyor. Gözlerimin ardında gizli saklı bir yerden beynime vuruyorlar yazılmamış, söylenmemiş ayazda kalan cümlelerim. Hep arka sıralarda otururdum. Ben orda öğrendim sıra sıra dizmeyi aklımdakileri. Aklımdakiler dilime çarptığında ya üşürdüm yada terlerdim. Ateşim cümlelerime vururdu. Söyleyecek ne çok söz kalmış yarım yamalak. Bazen sıkılır sessizlikten ayazda donmuş cümlelerimi ateşe verir yakardım. "Cümlelerim yandıkça ince ince sızlardı birilerinin kalbi. "Susmayı öğrendim ben, sustukca bildiğim cümlelerimi unutmayı, unuttukça yarım kalmayı, yarım kaldıkca ayak üstü yaşamı atıştırmayı öğrendim. Öğrendikçe büyümeyi, büyüdükçe kırılmayı, kırıldıkça susmayı''

Hep bir engel vardı aramızda, hep bir fark vardı. Sen sevmediğim ne varsa yapar gibiydin inadına. Gözlerin bilmezdi gözlerimin sana kilitlendiğini. Yağmuru severdik ve gözlerimiz kahverengiydi. Çok sonraları bulduk ortak noktaların ikisini. Senden koparıp atamazken kendimi, gözlerine kilitlenip kalırken gitmelere çabalayıp olduğum yerde kalırken anladım bizliğimizi. Sen göremedin yine. Bendim sen; sendin ben ama göremiyordu gözlerin. Ben geceydim sen gündüz. Bir gün gidecekken kapıyı aralık gördüğümde, sende kendimi göremediğimde ele verdi kelimelerim beni. "Dur..." dedin hatalarını anlattın, pişmanlıklarını... "Olmayacak bir daha..." dedin. Olmayacak derken gözlerine bıraktım kendimi... "Olmazdı belki..." dedim. Bir farkı kapatabilirim sandım cesaretimle. Affetmezsem hak edemem dedim. Hak ettim ve sonra... Sonra yine anlamadı gözlerin... Gözlerimiz aynı renkti oysa... Aynı renk, ayrı bakış... Hep bir engel vardı aramızda hep bir fark vardı. Bilemedin hiç günün birinde farkların beni ezip geçebileceğini... Görebilseydin keşke, belki o zaman anlardın kumların dalgalara tutunduğunu ve dalgaların dost değil düşman olduğunu. Göremedin işte... Ben de tutundum bir ümitle, hayaller kurdum anlık, yarınsız, saniyelik hayaller. Keşke birkaç yarınlı hayal gönderseydin bana, gönderebilseydin... Anı yaşarken unuttum yarın için bilenmeyi, direnmeyi ve hep korkar oldum yarından. Nasılsa yoktu yarın. Bugün vardı, o da belki az sonra olmayacaktı. Sen bana anlık yaşamayı öğrettin ben sana yarın yanında olamayabileceğimi öğretemedim. Ben sana çok şeyi öğrettim de yüreğimi öğretemedim. Hep bir engel vardı aramızda, hep bir fark vardı. Aşamayacağımız, aşmayı başaramayacağımız. Gözlerimiz aynı renkti oysa...
çok şeyden korktum.... karanlıktan korktum,içine alır yok eder,görünmez duygularım dıye.... sevdiklerimden,güvendiklerimden korktum,incitirler diye... aşık olmaktan korktum,sonlanırım dıye... kendımden korktum,gücümü kaybederim diye... ve farkettim ki hep korktuklarım beni korkulu dünyasına çekiverdi.... zarar verdi bana....korkular bana zarar vedıkce bende baskalarına zarar verdim.... artık korkularımdan korkmamaya çalışıyorum..ne kadar basarılıyım bilinmez ama başarıyorum.. içimde her daim bir umut...

Gideceğimi anlamadığını biliyorum kim gideceği gün böylesi sarılır ki sevdiğine,, kim sözleriyle sarmalar ki.Benden başka bir deli yapmazdı zaten.İstedim ki son günlerim güzel geçsin, ilerde hatırına düştüğümde istedim ki hüzünle anma beni Deliydi de geç git.
.Bir gün ansızın karşımda bulduğum ve bir sabah yitirdiğim seni yeniden karşıma çıkaran kaderdi öyle inandırmıştı çocuk yanım beni işte.Yine bir guzel gündetanişmıştık ve yine öyle bakakalmıştık.Ve şimdi yine soğuk bir ruzgar sabahı çıkıyorum hayatından Açi tekerrürden ibaret dedikleri bu olmalı komik geliyor ama gülemiyorum
.
Tüm yollara dinamitler yerleştirip her geçişimde patlatacağım.Dönülecek yol kalmayacak sana çıkmayacak artık yollar.Gurursuzca sana her gelişime şahitlik etmeyecek hiç kimse.Gidiyorum,arkamdan su dökemeyeceksin Ve ben dönmeyeceğim bir daha Ardımdan gözyaşlarıma bahane yağmurlar yağmayacak Senin şehrin sıcak Biliyorum ... biliyorum Yolum açık olmayacak Hoşça kal bulup bulup yitirdiğim Hoşça kal yüreğimdeki deli esinti

Çok hata yaptım şimdiye kadar...Ders aLdıkLarım oLdu, aLmaya vakit buLamadıkLarım...DuydukLarım doğruysa zaferlerimde oLmuş...Ahımı aLanLar bedeLini ödüyormuş!!!iyiki yapmışım dediğim şeyLer var...Aynı zamanda keşkeLerimde...Şimdi yeni bir hayatım var,yeni insanLarLa,yeni yerLerde,yeni zamanda...Geri döndürmek istediğim zamanLar var,engeLLemek istediğim başLangıçlar...ama geri dönemiyorum...Unutmayı yürekten diLediğim kişiLer ve zamanLar var...Hayatımdan seneLer çaLan insanLar var...iyiki çaLmışLar!!!iyiki oLmuşLar hayatımda,büyütmüşLer beni...Hafızamdan siLmek istediğim görüntüLer var siLemediğim...SözLer war duymamış oLmayı diLediğim ama duyduğum...Kiminin gözüne sokmak istediğim gerçekler var bende saklı hala!!!

Hasretleri Düşüyor Hiç Yaşanmamış Olan Sevdanın... Hüzünleri Siyah Bir Bulut Gibi Kaplıyor Seçilip Yok Olmaya Yüz Tutan Umutların... Söylenmiyor Söylenemiyor Çünkü Biliniyor O Olmazsa Bu Olur Diye Seçenek Yok Bunda, SevGİ Bu... Yalan Sözlerden Korkuluyor……… Bir Gurur Uğruna Giden Bir Sevgi Olmasın Diye Bu... Hep Yalanla Doğru Karışmıştır Birbirine Zaten Ne Yalanlar Var Her Gün Söylenen Ne Doğrular Var Bir Kez Bile Söylenemeyen... Bu Benim Hayalim, Senin Suçun Yok; Sen De İstersen Kendi Hayaline Dal... Bu Benim Acım, Senin Hatan Yok; Sen Hiçbir Acıya Dokunmadan Kal! Şimdi Satır Satır Hüzün Yağıyor Yıldırımlar Düşüyor Ve Yakıyor Düştüğü Yerleri Fısıldanan, Sessiz Haykırışlar Var Yanan Yerler Acıyor Kimse Hissetmiyor Acıyı, Duymuyor Sesleri……….. Satırlara Düşüyor…alıntıdır















yeniden dünyaya gelsem yine aynı hataları yapan tuhaf biri olmak isterdim..büyümek bu demekti çünkü.hayat dior:canın acıycak ki bi daha düştüğünde ağlamamayı;kendin yerden öğreneceksin kalkmayı..bırakh boşwer..kapanır elbet izleriyle beraber..sarmasan da olur yaralarımı:)

Ne hayatlar birleştirdim hayatıma,kendimden esirgedim kendimi.Sadece bir anlam yükledim geçmişi yaşanmış bitmiş, geleceği mechul nefes alıp verme kavramına.Ne cümleler kurdum sadece kendimi haklı gösteren ne boşluklar yarattım içinde sadece sen.Zamana bırakıp bedenimi hayallere vurmuşken içimden geçenleri,içim sen olmuşsun-içimi acıtan-.Karşılık istemedim ben ne senden nede hayattan sadece yaşayıp gidecektim bir köşesinden usulca geçerken, ama mavrası patlamış izler taşıdım hayal bile edemezken.Gözlerimdi gözlerinde açılan şimdi başka gözlerde anlamlar arayan.Sadece ben değilim aslında bunca duygular barındıran,sende sahipsin sadece kabullen artık hatalarımız olduğunu! Ne benim geçmişim bana ait ne de senin.Benim kadar sende haksızsın bu hayatta....


üç yıl önce o mucizeyle karşılaştığında masallar okuyarak büyüttüğü ruhunda küçük aşklar biriktiren bu kız değişmeyen inadınla, son bir tutamcık kalan güveniyle, sayısını hatırlayamadığı kadar hayal kırıklıklarınla, kurduğu iki kişilik cümlelerde tek özne olduğunun hatırlatılmasıyla, etkisi yirmi dört saat bile sürmeyen kararlarınla, çayın içinde eriyen şeker gibi tüketilmeye zorlandığı anlarla, şehrinde çıplak ayaklarını suya değdirirken salıncağa binmek istiyorum diye tutturmalarıyla, güçsüz ama dayanıklı.sabırsız ama umutlu.aşık ama pişman.deli ama sevimli.cesur ama kırılgan.zeki ama saf.sabırlı ama donuk.düşünceli ama isteksiz.konuşkan ama dilsiz.dikkatli ama dağınık.tanıdık ama yabancı.alakalı ama ilgisiz.komik ama kederli.sorumlu ama dengesiz biri gibi yaşamasıyla, içinde bir kepçe dolusu romantizm kokusu sinmiş bir çuval sadakat ve yığınla şeytan tüyünü taşımasıyla, kalbi sabit kafası karışıkken lafını hiç sakınmayıp hayatının ürkek kanatları altında


Biliyor musun, hiçbir zaman çözmeye çalışmamıştım seni. Konuşmalarının arasına sıkıştırdığın cümleleri aldım sadece senden. Her görüşmemizde "benden yana hiçbir zaman korkun olmasn" diye başlayan cümlelerini aldım. Korkuyorum.. derdim ama sen sürekli sana inanmamı ve güvenmemi isterdin ve biz oturup saatlerce konuşurduk özlemlerimiz üzerine.Oturup saatlerce konuşur ve gülerdik.Gülerken yüreğim kayardı sana doğru ama sende beni yalnız bırakmaz, bana yüreğini açar, bu küçük sevgi oyunlarına benimle beraber katılırdın. Ve bu sevda sözlerin beni öyle çok etkilerdi ki, her telefonu kapatışımızda sana doyamadan sesinden uzaklaşırdım.Sen görmezdin, ben yanardım.Sen görmezdin, ben hep yanardım. Her konuşmamızın bitişinde, ben yüzünü çizmeye çalışır, kilometreler ötesine taşırdım. Belki de sen başından beri biliyordun sevgili, kısa bir zaman sonra çekip gideceğimi. Benden sana inanmamı istiyordun ama biliyordun. Herkes biliyordu..arkadaşlar, dostlar, hayallerim, umutlarım.. Artık o kadar çok yoksun ki, ben de ne kadar varolduğunu karıştırıyorum bazen. Yokluğun varlığını geçti. Yalancı bir bahardayız. Bense bu yalancı baharda,yalancı gülüşler dağıtıyorum etrafa ve gariptir hiç umut kalmadığı halde gelme ihtimalini hesaplıyorum, kağıt kaleme gerek duymadan. Gözlerimi kapatınca kurduğum hayaller rotasını şaşırdı zaten sevgili. Olur olmadık zamanlarda, olur olmadık bir şekilde karşıma çıkıp, geldim diyebilme ihtimalini düşünüyorum. Hayatın acılarıyla ve sorunlarıyla uğraşıyorum her gün. Ve her sabah, bugünü de atlatabilecek miyim düşüncesiyle geçiyor saatler. Yorulduğumu ve bittiğimi hissettiğim, tökezleyip tam yere düşeceğimi fark ettiğim anlarda, gözlerimi kapatıp, seni bir yabancı gibi ortada bırakışım aklıma getiriyor, yüreğimdeki sahipsiz sevginden, inanamayacağın bir şekilde güç alıyorum. Yine de, benden ayrı olsan da, hala yaşadığını ve uzaklarda da olsa, bir yerlerde nefes aldığını bilmek; küçük şeylerden mutlu olan Polyanna misali ısıtıyor içimi. Yokluğunda varlığın gibi sevgili. Hiç fark yok. Ve ben yokluğunu da varlığını sevdiğim gibi seviyorum. Çünkü ben sevgime kırgınlığımı bulaştırmadım sevgili, söylemedim ona beni ne kadar üzdüğünü...