25 Ocak 2008 Cuma



üç yıl önce o mucizeyle karşılaştığında masallar okuyarak büyüttüğü ruhunda küçük aşklar biriktiren bu kız değişmeyen inadınla, son bir tutamcık kalan güveniyle, sayısını hatırlayamadığı kadar hayal kırıklıklarınla, kurduğu iki kişilik cümlelerde tek özne olduğunun hatırlatılmasıyla, etkisi yirmi dört saat bile sürmeyen kararlarınla, çayın içinde eriyen şeker gibi tüketilmeye zorlandığı anlarla, şehrinde çıplak ayaklarını suya değdirirken salıncağa binmek istiyorum diye tutturmalarıyla, güçsüz ama dayanıklı.sabırsız ama umutlu.aşık ama pişman.deli ama sevimli.cesur ama kırılgan.zeki ama saf.sabırlı ama donuk.düşünceli ama isteksiz.konuşkan ama dilsiz.dikkatli ama dağınık.tanıdık ama yabancı.alakalı ama ilgisiz.komik ama kederli.sorumlu ama dengesiz biri gibi yaşamasıyla, içinde bir kepçe dolusu romantizm kokusu sinmiş bir çuval sadakat ve yığınla şeytan tüyünü taşımasıyla, kalbi sabit kafası karışıkken lafını hiç sakınmayıp hayatının ürkek kanatları altında

Hiç yorum yok: