26 Ocak 2008 Cumartesi


zamanın elbisesi
zamanın kağıttan elbisesini giymiştiüşüyordu..çıplak gibiydi ruhu.üzgündü,düşünüyordu kendine bile söylemiyordukorkuyordu,kaçıyordu yalandı bütün gerçeklerizamanın kağıttan elbisesini giymiştigidiyordu,yırtık üstü başı,yaralı ama..yaralarından habersiz,tükenmişti düşleriizliyordum yağmurda süzülüşünüsızıntı vardı bir yerlerde kopmuyordu kopması gereken fırtına..boşalmıyordu bir türlü gökyüzü..zamanın kağıttan elbisesini giymişti yalandı,gerçekten habersiz siyah beyazdı gözleri fotoğraf gibieski bir film gibi,geçmiş gibi zaman ona en ince elbisesini giydirmişti..çelişkilerle dolu beyninde,nefretini akıtıcaktı insanlara..sever gibi sefkatle,tebessümlesonra gerçeğe gidicekti yalanları izleyipyarınlarını giyip açılacaktı pusulasız..oraya gelene kadar sevecekti,sevişecektidamarları gerilicek ay parıldıyıcaktı gökyüzü küçülecekti gözbebeklerindesahte heyecanlar sarıcaktı bedeniniulaşamadığı her beden gizemli gelecekti ulaştığı her bedeni bir sonrakinde bırakcaktıve akıtacaktı nefretini insanlara sever gibi şefkatle,usulca belli etmeden mutlu görünecekti kendine söz vermişti öğrendiği bu oyun çocukluğunu eskiticektive ucuzlamış bir şekilde uyanacaktı gözleri açılacaktıvarlığı ile yokluğu bir olmuş şekildeelbisesinde yazıcaktı tüm unuttuklarıo hafif elbise ağır gelecekti çökecekti olduğu yereve sonunda gerçeği bulup uzanıcaktı yanınadinlenicekti uyuyarak nöbetleşe rüyalara dalarakzamanın elbisesini çıkarıp atarak korkmadan sadakatle gerçeğin kollarına bırakak kendini batıcaktı gerçekler vucüduna,ceza gibi,bedel gibi..kaybettikleri ile ölecekti ve öğrenicektisahip olabildiği tek şey kendisiydi.
i.x.i.r*e teşekkürler....

Hiç yorum yok: